Fındığın Tarihçesi

Fındığın Tarihçesi
 Giresun Fındık bahçeleri birer “Altın Ocaklar” dır.Çünkü Giresun da insanların tek geçim kaynakları fındıktır .Bu neden ile Giresun da fındık altın değerindedir.Giresun un altını fındıktır.”Altın Ocaklar” Giresun cennetinde yaşayan insanlara hayat vermektedir.

Fındığın “Altın Ocakları” a iyi bakılması için ”Fındık Tarım”  yazı dizisini hazırlamış bulunarak insanların faydalanmasına sunuyorum.

                                                                                                                  

Yaklaşık 5 bin yıldır bilinen fındığın vatanı Anadolu'dur. M.Ö. 400'de Pontus kıyılarından geldiği için Pontus Cevizi adını almıştır. Sicilya ve İspanya'ya Araplar tarafından götürülmüştür. Yeryüzünde 360-410 kuzey enlemlerinde kendine özgü iklim koşullarında yetişebilen fındık, deniz kıyısından en çok 30 km içeride ve 750-1000 metreyi geçmeyen yerlerde ürün vermektedir. Dünya yıllık fındık üretiminin %67-75'ı Türkiye'nin Karadeniz kıyılarında yapılmaktadır. İtalya, İspanya ve Amerika fındık yetiştiren diğer ülkelerdir. Türkiye'nin en çok yağış alan bölgesi Karadeniz'de arazi fazla eğimlidir. Toprağın yapısı ve iklim koşulları Karadeniz Bölgesi'nin önemli bir kısmında fındık dışında başka bir tarıma izin vermemektedir. Fındık, erozyon tehlikesiyle karşı karşıya olan bölgede verimli toprakların yok olmasını engelleyip çevreye olumlu katkı sağlamaktadır. Ayrıca bölgedeki fabrikaları doğal çevrenin bozulmasına neden olan fiziksel ve kimyasal atıklar ortaya çıkarmaz. Fındık tarımı genellikle küçük arazilerde ve aile işletmeciliği biçiminde yapılmaktadır. Türkiye'de yaklaşık 600 bin hektar arazide 400 bin çiftçinin fındık üretimiyle uğraştığı bilinmektedir. Fındık yetiştirildiği bölgelerde doğrudan ya da dolaylı olarak 8 milyon insanı ilgilendirmektedir.

Bazı kaynaklar fındığın Anadolu'dan bütün dünyaya yayıldığını söyler. Bazı kaynaklar ise fındığın Orta Asya'dan Karadeniz sahillerine göçler yoluyla Türkler tarafından getirildiğini, daha sonra Avrupa'ya götürüldüğünü ifade eder. Bunun için de "Yağ Taşı - Yağmur Taşı" adlı efsane ile "Bugu Tekin" efsanesini kanıt olarak gösteririler. Bu efsanelerde, fındık ağacı kutsal olarak gösterilmekte, Tanrı'nın nurunun ilk defa fındık ağacı üzerine indiği bildirilmektedir. 
Fındık kelimesi Türkçeye muhtemelen Türkler 'in Anadolu'ya yerleşmesinden sonra girmiş olmalıdır. Kelime daha sonra Arap dilinde "bunduk" tarzında söylenmiş ve yerleşmiştir. 
Başta Hıristiyanlık olmak üzere bütün dinler fındığı kutsal meyve saymıştır. Dört bin yıl önce Orta Asya'dan getirilerek çevremizde yetiştirildiği anlaşılmaktadır. Ksenofon "Onbinlerin Ric'atı" adlı eserinde kapalı şekilde fındığa değinmektedir. Yunanlı hekim Dioscorides de Kitabü'l-Haşayış adlı eserinde fındıktan yapılan ilaçlardan bahsetmektedir. Fındığı Romalılar Görele'den İtalya'ya oradan da İspanya'ya ulaştırdılar. 
Fındık tarihe kutsal bir yemiş olarak geçmiştir. Eski Türkler'in din hayatında pek önemli bir yer tutan fındık, aynı zamanda barış ve esenlik sembolü sayılıyordu. Türkler gibi, başka bazı uluslar da fındığı kutsal sayarlardı. Yunanlıların ticaret tanrısı Hermes'in asası bir fındık dalıydı. Eski Romalılar da fındığa önem vermişlerdi. Düğünlerde, çeşitli şenliklerde, bir teke, fındık dallarına sarılıp yakılır, böylece tapınağa kurban edilirdi. Sihirbazların mucizeler yaratan sihirli değnekleri de aslında birer fındık dalıydı. Araplar'a göre elinde fındık dalı bulunan bir kimse, kendini bütün kötülüklerden koruyabilirdi. 
Fındığın kutsallığına inanan uluslar arasında İngilizlerle Fransızlar da vardı. İngilizler Noel sofralarında fındık bulundurmayı, sofrayı fındık dalları ile süslemeyi gelenek haline getirmişlerdi. İtalyanlar da fındık türlerine ermişlerinin adlarını vererek fındığın kutsallığını belirtmek istemişlerdir. 
Müslümanlarda da fındık önemli bir yer tutar. Din adamları fındığın bir cennet meyvesi olduğuna inanmışlardı. Adem babamız gökten yere indiği vakit, Tanrının emriyle 30 çeşit meyveyi de birlikte getirmişti. Bunların arasında fındık da vardı. İnsanoğlu yerleşik düzene geçip tarım yapmaya başladığından beri pek çok bitkiyi ekip biçmiştir. Fındık da bunlardan biridir.

Karadeniz Bölgesi'nin iklim özellikleri, fındık için en ideal ortamı oluşturur. Fındık, kış aylarında çiçeklenen ve döllenen tek bitkidir. Dişi çiçeklerin çanak yaprakları "çotanak" adı verilen fındık kadehini oluşturur. Fındığın çeşitli türleri vardır. Ülkemizdeki kültür fındıkları,5-6 metre boylanabilir. 'Corylus Avellana' ile 'Corylus Maxima' türlerinin melezleridir.  

        Ağustos ayında olgunlaşan fındıklar toplanıp kurutulduktan sonra, Eylül ve Ekim aylarında pazara getirilip satışa çıkarılır. Türkiye'de üretilen fındığın organize alımlarını, en büyük üretici birliği olan Fiskobirlik gerçekleştirir. Fiskobirlik, satın aldığı fındığı çeşitli işlemlerden geçirerek tüketime sunar.

 

Türkiye  fındığın Anayurdu, Giresun da  başkentidir.

Fındık Türkiye'den Dünyaya sunulan evrensel bir besin ve tat dır. 

________________________________________________________

Copyright © 2016 Doğancan Fındık San. Tic. Ltd. Şti.
 
Yükleniyor...